Teknolojik süreçleri için suyun bazı göstergelerin Etkisi:
>
>
>
SULAMA SULARINDA BULUNAN İZ ELEMENT TOLERANS SINIRLARI
ELEMENT
Her türlü toprakta devamlı kullanım sınırı (mg/1)
Hafif topraklarda kısa süreli kullanım sınırı (mg/1)
Alüminyum
1,0
20,0
Arsenik
1,0
10,0
Berilyum
0,5
1,0
Bor
0,75
2,0
Kadmiyum
0,005
0,005
Krom
5,0
20,0
Kobalt
0,2
10,0
Bakır
0,2
5,0
Kurşun
5,0
20,0
Lityum
5,0
5,0
Mangan
2,0
20,0
Molibden
0,005
0,05
Nikel
0,5
2,0
Silenyum
0,05
0,05
Vanadyum
10,0
10,0
Çinko
5,0
10,0
Toksik etkisi olan bu iz elementler birkaç mg/1’den daha az konsantrasyonlarda, sularda ve toprak solüsyonlarında olan elementlerdir. Çoğunluğu ağır metal olan bu toksik iz elementlerin tümü uygulayıcılar tarafından ağır metal olarak sınıflandırılmıştır. Bunların bazıları bitkiler için çok küçük miktarlarda (Fe, Cu, Zn, Mn, Co, ve Mo) gerekli iken, bazıları gerekli değildir. Ancak hepsi bitkiler ve hayvanlar için yüksek konsantrasyonlar veya dozlarda toksik olabilirler. Bu elementlerin bazıları doğal olarak su ve toprakta bulunmaz. Fakat endüstriyel kirlenmenin sonucu olarak su kaynaklarına girebilmektedir.
Gerçek anlamda sulama suyunda bulunan iz elementlerin bir kalite kriteri olduğu henüz belirlenememiştir. Ancak kum ve su kültüründe yapılan çalışmalarla sulama sularında bulunan iz elementlerin tolerans sınırları belirlenebilmektedir. Ağır metallerin (iz elementler) belirgin özellikleri;
■ Ağır metaller, bazıları dışında, bitkiler için mutlak gerekli element olmadıklarından, bitkilerde eksiklik belirtileri göstermezler. Yani mutlak gerekli elementlerde olduğu gibi, toprak veya suda olmadıkları veya eksik bulunduğu durumlarda bitkiler bu elementlerin yokluğuna dair herhangi bir spesifik belirti göstermezler. Örneğin; bir ağır metal olduğu halde aynı zamanda mutlak gerekli bir element olan demir eksikliğinde, bitkilerin damarları bütün yaprak ayasında yeşil kalırken damar araları sararır.
■ Ağır metaller eksiklik belirtileri göstermediği gibi, toksiklik belirtileri de birden bire ortaya çıkmaz. Ancak belli bir birikimden sonra çıktığı anda da geç kalınmış olabilir. Yani iz elementlerin toksiklik sınırları belli bir birikime ulaştığında açığa çıkmaktadır. Ağır metaller açısından diğer bir tehlike de, bir canlıda toksik olmayan bir ağır metal düzeyinin, diğer bir canlı için son derece toksik olabilmesidir.
■ Ağır metallerin bir kısmı bitkilerde toksik olduğu konsantrasyonda, kendine ait toksiklik belirtileri yerine bir başka elementin belirtileri (muhtemelen eksikliği) şeklinde kendilerini gösterebilir. Örneğin; Cr, Cu, Co gibi elementlerin her birinin ayrı ayrı fazlalığı kendini bitkide Fe eksikliği şeklinde gösterebilir. Herhangi bir elementin eksiklik ve fazlalığından söz edebilmek için mutlak gerekli elementlerde olduğu gibi bir veya iki elementin araştırılması yerine bazen sonuca ulaşabilmek için birçok elementin araştırılmasına gerek duyulabilir.
■ Ağır metallerin, mutlak gerekli elementlerin eksiklik belirtilerinde olduğu gibi, bitkilerdeki toksik düzeyleri metalden metale ve bitkiden bitkiye değişmektedir.
■ Ağır metalleri doğada büyük bir sorun haline getiren evsel ve endüstriyel her türlü atık bir kalemde sayılamayacak derecede değişken, hareketli ve birbirleriyle iç içedir. Alıcı ortamlardaki (su, toprak ve hava) bileşimleri ise son derece karmaşık ve zordur.
■ Arsenik gibi bazı toksik elementlerin hızla laboratuvara getirilerek değişime uğramadan miktarının tayin edilmesi gerekmektedir.
■ Ağır metallerin kendileri veya bileşikleri son derece zehirli olduklarından ve civa gibi bazılarının oda sıcaklığında dahi uçucu olmalarından dolayı denemelerde (tarlada ve serada) veya laboratuvarda ağır metallerle çalışırken uçucu bileşiklerine ve bulaşmalarına karşı gereken önlemlerin alınması gerekmektedir.
■ Ağır metallerin miktar olarak saptanabilmesi için atomik absorbsiyon spektrofotometresi gibi oldukça pahalı aletlere ve bazı ağır metallerin analizleri için de bir o kadar pahalı ilave aksesuarlara ihtiyaç vardır. Ağır metallerin değerlendirilmesinde bitki analizleri ve bitkide metaller ya da besin maddeleriyle ilgili bazı kavramların mutlak bilinmesinde yarar vardır. Bu kavramlar bitki dokularının mineral madde kapsamı ile ilgilidir. Sulama sularının kullanımında önemli bir ölçüt olan bor miktarları ile bitkilerin bor mineraline karşı dayanıklılıklarına göre sulama sularının sınıflandırılması aşağıdaki tablolarda verilmiştir.
Bitkilerin Bor Mineraline Karşı Dayanıklılıklarına Göre Sulama Sularının Sınıflandırılması
Sulama suyundaki bor konsantrasyonu 
sınıfı
Duyarlı bitkiler(*)
Orta derecede dayanıklı bitkiler (**)
Dayanıklı bitkiler (***)
1
0,33’ten az
 0,67’den az
 1,0’den az
2
0,33
0,67 0,67
1,33 1,00
3
0,67
1,00 1,33
2,00 2,00
4
1,00
1,25 2,00
2,50 3,00
5
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
* Örnek: Ceviz, Limon, İncir, Elma, Üzüm ve Fasulye
** Örnek: Arpa, Buğday, Mısır, Yulaf, Zeytin ve Pamuk
*** Örnek: Şeker Pancarı, Yonca, Bakla, Soğan, Marul ve Havuç
Kalsiyum Ve Magnezyumla İlgili Bikarbonat Konsantrasyonu
Sulama suları yüksek konsantrasyonda bikarbonat içeriyorsa, toprak çözeltisinin daha konsantre hale gelmesi durumunda, kalsiyum ve magnezyum karbonat olarak çökelmeye başlar. Bu durumda toprak eriyiğinde kalsiyum ile magnezyum azalır ve dolayısıyla sodyum oranı artar, bunun sonucu olarak sodyum iyonları dominant hale gelerek sodyum zararına neden olur.
Bikarbonat iyonuna bitkilerin dayanıklılığı türlere göre değişiklik göstermektedir. Bazen düşük ozmotik konsantrasyonlarda dahi önemli zararlara neden olacak toksik etkiler görülebilir.
Kalıcı Sodyum Karbonat İçeriğine Göre Sulama Sularının Sınıflandırılması
Suyun Sınıfı
Kalıcı Sodyum Karbonat (RSC) me/L
1. sınıf (kabul edilebilir)
1,25 ‘den az
2. sınıf (marjinal)
2,50
3. sınıf (uygun değil)
2,50 ‘den fazla
Elektriksel iletkenlik değerine göre sınıflama
Bu sistemde sudaki tuz konsantrasyonu ile iletkenlik arasındaki yakın ilişki göz önünde bulundurularak, elektriksel iletkenlik değerlerine göre sular başlıca dört sınıfa ayrılmıştır.
1.Sınıf: Az tuzlu sular
 (Cı – elektriksel iletkenlik değeri 0-250 microsiemens/cm)
Bu sular her toprak ve her bitki için uygun olup, tuzluluk sorunu yaratmadan sulamada kullanılabilirler. Permeabilitesi çok düşük topraklar dışında normal sulama koşullarında yıkama kendiliğinden oluşacağından sorun yaratmazlar.
2. Sınıf: Orta tuzlu sular
(C2 – elektriksel iletkenlik değeri 250-750 microsiemens/cm)
Bu sular tuza orta derecede dayanıklı bitkiler için rahatlıkla kullanılır. Tuza hassas bitkilerde yıkamaya önem verilmelidir.
3.Sınıf: Yüksek tuzlu sular
 (C3 – elektriksel iletkenlik değeri 750-2.250 microsiemens/cm)
Bu suların devamlı kullanılması halinde tuzluluk sorunu olmaması için düzenli yıkama ve özel toprak işleme programının uygulanması gerekir. Drenajı iyi olmayan topraklarda kullanılmamalıdır. Ancak tuza dayanıklı bitkilerin sulanmasında kullanılabilirler.
4.Sınıf: Çok yüksek tuzlu sular
 (C4 – elektriksel iletkenlik değeri 2.250 microsiemens/cm’ den fazla)
Bu sular normal koşullarda sulamaya uygun değildir.
Sodyum durumuna göre sınıflama:
Bu sınıflamada sulama suyunun sodyum adsorbsiyon oranı göz önüne alınmaktadır. Bu yönden sınıflama, değişebilir sodyumun toprağın fiziksel özellikleri üzerine olan etkisine dayanmaktadır. Bununla birlikte toprağın fiziksel özelliklerine zarar verebilecek konsantrasyondan daha az sodyumun bulunması halinde bile sodyuma hassas bitkiler dokularında sodyumun birikmesi sonucu zarar görebilirler.
1. Sınıf (SAR = 0-10): Düşük sodyumlu sular (S1)
Bu sular her toprak ve her bitki için uygun olup, sulamada sodyum zararı meydana gelmeden kullanılabilirler. Ancak sert çekirdekli meyve ağaçları ve avokado gibi sodyuma hassas bitkilerin sulanmasında daha dikkatli olunmalıdır.
2. Sınıf (SAR = 10-18): Orta sodyumlu sular (S2)
Bu sular hafif bünyeli ve permeabilitesi iyi olan organik topraklarda rahatlıkla kullanılabilir. Yüksek katyon değiştirme kapasitesine sahip ağır bünyeli topraklarda, özellikle düşük yıkama koşullarında ve toprakta jipsin bulunmaması halinde kullanılmaları sakıncalıdır.
3.Sınıf (SAR = 18-26): Yüksek sodyumlu sular (S3)
Bu sular genellikle permeabilitesi yüksek, toplam tuz konsantrasyonu düşük kumlu topraklarda kullanılır. Uygun drenaj, bol yıkama ve organik madde ilavesi gibi bazı özel toprak işleme programı uygulanmadıkça bu suların kullanılması sakıncalıdır. Jips içeren topraklarda kullanımları mümkün olabilir.
4.Sınıf (SAR >26): Çok yüksek sodyumlu sular (S4)
Bu sular genellikle sulamaya uygun değildir. Ancak toplam tuz konsantrasyonu düşük, eriyebilir kalsiyum miktarı yüksek topraklarda yıkamaya önem vererek jips ve benzeri kimyasal ıslah maddelerinin de beraberce, verilmesi koşulu ile kullanılmaları mümkün olabilir.
>
>
>
>
>
Sonraki adım, - temizleme - ultraviyole dezenfeksiyon sistemleri, klor dioksit ile arındırma sistemlerinin kullanılması ile veya modern sistemler ultrafiltrasyon Mikrop azaltıcı filtrasyon kullanılarak gerçekleşir.  Bu durumda, proses suyu istenilen kalite parametrelerini elde etmek için, pek çok durumda, mekanik temizleme sistemi içerebilir karmaşık su arıtma sistemleri için ihtiyaç vardır , Na-katyonize demir giderme, membran demineralizasyonu, ultraviyole ile dezenfeksiyon ultrafiltrasyon. Optimum işlem suyu arıtma sistemini kaynağı, su, kökeni, istenilen performansa kimyasal bileşimine bağlı olarak seçilir.
Secilecek arıtma cinsi
Bitkileri besleyici bir çözelti içinde birikimi veya yüksek konsantrasyonlarda bulunan bir alt-tabaka ile, kalsiyum ve magnezyum iyonları asılsız zaman potasyum alımını inhibe eder. Bikarbonat (HCO içeriği 3 ) yi hidroliz etmek, su ile nötr ya da alkalik reaksiyon, fazla 4 mg * eşdeğer / l HCO içermemelidir Su besleyici madde çözeltilerinin hidroponik yetiştirme için bir yöntemi belirler 3 . Bu nedenle, bikarbonat konsantrasyonu Ca ve Mg iyonları toplamından daha az olmalıdır. asidik topraklarda normal büyüme sağlayan tesisler için, yüksek alkali toprak reaksiyonu hastalığı kloroz doldurur. Su içinde Ca ve Mg iyonları içeriği yüksek (özellikle içeriği fosfatlar) yapışmasına neden sulama sistemleri ortaya çıkan ve gübre toplam tüketimi artmaktadır. çözünmeyen bir çökelti oluşmasına yol açar. Ürün için en uygun bir seviyeye kadar besin çözeltisi ile pH  düzeltilmesi yapılmaktadır. Artan toplam alkalinite değeri nitrik ve fosforik asitler artan bir tüketimine neden olur.   Suda aşırı sodyum tutarak kaliteli ürünler ve potasyum alımını azaltır. Klorür içeriği meyve yoğunluğu üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir, ancak aşırı konsantrasyon verimle bir azalmaya yol açmaktadır. Oksidasyon svogo yapışmasına neden sulama ekipmanında iki değerli demir sonuçlarının içeriği artar ve toprak, kırmızı renkge dönüşür. Toplam sertlik değeri yüksek  ise Sulama suyu (gübre, büyüme uyarıcılar) için katkı maddesi, patojenik organizmaların gelişimi için ideal bir üreme olan toprakta elde edilen ya da atıl substratlar mikroorganizmalar patojenleri birikir (siyah bacak, Yumru kök, beyaz küf, kök uru nematodu küllenmeyi ve diğ.) ve haşereleri, geliştirilmesi, su ile ilişkilidir. ciddi bir kayba sahip bitkiler, gerekli besleyici çözelti hacmi ve enfeksiyon yolacar.
Ham su analiz sonucuna ve kapasiteye göre uygun arıtma tasırımı yapılarak, fiyatlandırma , projelendirme ve kurulum yapılmaktadır.
Tarım ve seracılıkda su arıtma…
Tarımda  - seracılıkda sulama nehirler, göller, rezervuarlar, yer altı, geri dönüş (atık, yani drenaj şebekesi gelen su  Kökenine bakılmaksızın, kullanılan tüm suyun sulama ihtiyacını karşılamak mevcut teknik sulama için uygun olmayabilir. Bunun dogal sonucu olarak; - Topragın özelliklerini bozması. - Çiçek, sebze, fide,meyvecilikde verim düşüklügüne sebeb olması gibi sonuclanabilir.   Sulama suyu kalitesi, süspansiyon edilen partiküllerin büyüklüğü ve mineralizasyonu (suyun kimyasal içinde çözülmüş miktarı ve tuzların bileşimi patojenik kirlilik). mevcut teknik sulama için uygun olmayabilir.
Sulama suyu kalitesinin saptanmasında parametreler aşağıda verilmiştir.
Toplam tuz içeriği, çözülmüş tuzların, yani yoğunluğu Bikarbonatlar içeriğinin bir göstergesi olarak, toplam alkalinite, Sodyum, klorür, toplam demir, bor ve diğerleri. Magnezyum ve kalsiyum konsantrasyonu pH Askıda katı madde, Toplam bakteri sayısı ve patojenik organizmaların türleri.
 © All Rights Reserved  2002 - 2018 © cerenmed Arıtma ve Medikal Sistemleri  
İLETİŞİM BİLGİLERİ
KOLAY MENÜ
Denizciler cad. No ;118 Derince / KOCAELİ
Konu hakkında detaylı bilgi alın, maliyeti öğrenin ve ekipman seçimi için
trigger for sliding top menu
cerenmed
water  treatment
destek@cerenmed.com
0262 239 29 65
Teknolojik süreçleri için suyun bazı göstergelerin Etkisi:
>
>
>
SULAMA SULARINDA BULUNAN İZ ELEMENT TOLERANS SINIRLARI
ELEMENT
Her türlü toprakta devamlı kullanım sınırı (mg/1)
Hafif topraklarda kısa süreli kullanım sınırı (mg/1)
Alüminyum
1,0
20,0
Arsenik
1,0
10,0
Berilyum
0,5
1,0
Bor
0,75
2,0
Kadmiyum
0,005
0,005
Krom
5,0
20,0
Kobalt
0,2
10,0
Bakır
0,2
5,0
Kurşun
5,0
20,0
Lityum
5,0
5,0
Mangan
2,0
20,0
Molibden
0,005
0,05
Nikel
0,5
2,0
Silenyum
0,05
0,05
Vanadyum
10,0
10,0
Çinko
5,0
10,0
Toksik etkisi olan bu iz elementler birkaç mg/1’den daha az konsantrasyonlarda, sularda ve toprak solüsyonlarında olan elementlerdir. Çoğunluğu ağır metal olan bu toksik iz elementlerin tümü uygulayıcılar tarafından ağır metal olarak sınıflandırılmıştır. Bunların bazıları bitkiler için çok küçük miktarlarda (Fe, Cu, Zn, Mn, Co, ve Mo) gerekli iken, bazıları gerekli değildir. Ancak hepsi bitkiler ve hayvanlar için yüksek konsantrasyonlar veya dozlarda toksik olabilirler. Bu elementlerin bazıları doğal olarak su ve toprakta bulunmaz. Fakat endüstriyel kirlenmenin sonucu olarak su kaynaklarına girebilmektedir.
Gerçek anlamda sulama suyunda bulunan iz elementlerin bir kalite kriteri olduğu henüz belirlenememiştir. Ancak kum ve su kültüründe yapılan çalışmalarla sulama sularında bulunan iz elementlerin tolerans sınırları belirlenebilmektedir. Ağır metallerin (iz elementler) belirgin özellikleri;
■ Ağır metaller, bazıları dışında, bitkiler için mutlak gerekli element olmadıklarından, bitkilerde eksiklik belirtileri göstermezler. Yani mutlak gerekli elementlerde olduğu gibi, toprak veya suda olmadıkları veya eksik bulunduğu durumlarda bitkiler bu elementlerin yokluğuna dair herhangi bir spesifik belirti göstermezler. Örneğin; bir ağır metal olduğu halde aynı zamanda mutlak gerekli bir element olan demir eksikliğinde, bitkilerin damarları bütün yaprak ayasında yeşil kalırken damar araları sararır.
■ Ağır metaller eksiklik belirtileri göstermediği gibi, toksiklik belirtileri de birden bire ortaya çıkmaz. Ancak belli bir birikimden sonra çıktığı anda da geç kalınmış olabilir. Yani iz elementlerin toksiklik sınırları belli bir birikime ulaştığında açığa çıkmaktadır. Ağır metaller açısından diğer bir tehlike de, bir canlıda toksik olmayan bir ağır metal düzeyinin, diğer bir canlı için son derece toksik olabilmesidir.
■ Ağır metallerin bir kısmı bitkilerde toksik olduğu konsantrasyonda, kendine ait toksiklik belirtileri yerine bir başka elementin belirtileri (muhtemelen eksikliği) şeklinde kendilerini gösterebilir. Örneğin; Cr, Cu, Co gibi elementlerin her birinin ayrı ayrı fazlalığı kendini bitkide Fe eksikliği şeklinde gösterebilir. Herhangi bir elementin eksiklik ve fazlalığından söz edebilmek için mutlak gerekli elementlerde olduğu gibi bir veya iki elementin araştırılması yerine bazen sonuca ulaşabilmek için birçok elementin araştırılmasına gerek duyulabilir.
■ Ağır metallerin, mutlak gerekli elementlerin eksiklik belirtilerinde olduğu gibi, bitkilerdeki toksik düzeyleri metalden metale ve bitkiden bitkiye değişmektedir.
■ Ağır metalleri doğada büyük bir sorun haline getiren evsel ve endüstriyel her türlü atık bir kalemde sayılamayacak derecede değişken, hareketli ve birbirleriyle iç içedir. Alıcı ortamlardaki (su, toprak ve hava) bileşimleri ise son derece karmaşık ve zordur.
■ Arsenik gibi bazı toksik elementlerin hızla laboratuvara getirilerek değişime uğramadan miktarının tayin edilmesi gerekmektedir.
■ Ağır metallerin kendileri veya bileşikleri son derece zehirli olduklarından ve civa gibi bazılarının oda sıcaklığında dahi uçucu olmalarından dolayı denemelerde (tarlada ve serada) veya laboratuvarda ağır metallerle çalışırken uçucu bileşiklerine ve bulaşmalarına karşı gereken önlemlerin alınması gerekmektedir.
■ Ağır metallerin miktar olarak saptanabilmesi için atomik absorbsiyon spektrofotometresi gibi oldukça pahalı aletlere ve bazı ağır metallerin analizleri için de bir o kadar pahalı ilave aksesuarlara ihtiyaç vardır. Ağır metallerin değerlendirilmesinde bitki analizleri ve bitkide metaller ya da besin maddeleriyle ilgili bazı kavramların mutlak bilinmesinde yarar vardır. Bu kavramlar bitki dokularının mineral madde kapsamı ile ilgilidir. Sulama sularının kullanımında önemli bir ölçüt olan bor miktarları ile bitkilerin bor mineraline karşı dayanıklılıklarına göre sulama sularının sınıflandırılması aşağıdaki tablolarda verilmiştir.
Bitkilerin Bor Mineraline Karşı Dayanıklılıklarına Göre Sulama Sularının Sınıflandırılması
Sulama suyundaki bor konsantrasyonu 
sınıfı
Duyarlı bitkiler(*)
Orta derecede dayanıklı bitkiler (**)
Dayanıklı bitkiler (***)
1
0,33’ten az
 0,67’den az
 1,0’den az
2
0,33
0,67 0,67
1,33 1,00
3
0,67
1,00 1,33
2,00 2,00
4
1,00
1,25 2,00
2,50 3,00
5
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
* Örnek: Ceviz, Limon, İncir, Elma, Üzüm ve Fasulye
** Örnek: Arpa, Buğday, Mısır, Yulaf, Zeytin ve Pamuk
*** Örnek: Şeker Pancarı, Yonca, Bakla, Soğan, Marul ve Havuç
Kalsiyum Ve Magnezyumla İlgili Bikarbonat Konsantrasyonu
Sulama suları yüksek konsantrasyonda bikarbonat içeriyorsa, toprak çözeltisinin daha konsantre hale gelmesi durumunda, kalsiyum ve magnezyum karbonat olarak çökelmeye başlar. Bu durumda toprak eriyiğinde kalsiyum ile magnezyum azalır ve dolayısıyla sodyum oranı artar, bunun sonucu olarak sodyum iyonları dominant hale gelerek sodyum zararına neden olur.
Bikarbonat iyonuna bitkilerin dayanıklılığı türlere göre değişiklik göstermektedir. Bazen düşük ozmotik konsantrasyonlarda dahi önemli zararlara neden olacak toksik etkiler görülebilir.
Kalıcı Sodyum Karbonat İçeriğine Göre Sulama Sularının Sınıflandırılması
Suyun Sınıfı
Kalıcı Sodyum Karbonat (RSC) me/L
1. sınıf (kabul edilebilir)
1,25 ‘den az
2. sınıf (marjinal)
2,50
3. sınıf (uygun değil)
2,50 ‘den fazla
Elektriksel iletkenlik değerine göre sınıflama
Bu sistemde sudaki tuz konsantrasyonu ile iletkenlik arasındaki yakın ilişki göz önünde bulundurularak, elektriksel iletkenlik değerlerine göre sular başlıca dört sınıfa ayrılmıştır.
1.Sınıf: Az tuzlu sular
 (Cı – elektriksel iletkenlik değeri 0-250 microsiemens/cm)
Bu sular her toprak ve her bitki için uygun olup, tuzluluk sorunu yaratmadan sulamada kullanılabilirler. Permeabilitesi çok düşük topraklar dışında normal sulama koşullarında yıkama kendiliğinden oluşacağından sorun yaratmazlar.
2. Sınıf: Orta tuzlu sular
(C2 – elektriksel iletkenlik değeri 250-750 microsiemens/cm)
Bu sular tuza orta derecede dayanıklı bitkiler için rahatlıkla kullanılır. Tuza hassas bitkilerde yıkamaya önem verilmelidir.
3.Sınıf: Yüksek tuzlu sular
 (C3 – elektriksel iletkenlik değeri 750-2.250 microsiemens/cm)
Bu suların devamlı kullanılması halinde tuzluluk sorunu olmaması için düzenli yıkama ve özel toprak işleme programının uygulanması gerekir. Drenajı iyi olmayan topraklarda kullanılmamalıdır. Ancak tuza dayanıklı bitkilerin sulanmasında kullanılabilirler.
4.Sınıf: Çok yüksek tuzlu sular
 (C4 – elektriksel iletkenlik değeri 2.250 microsiemens/cm’ den fazla)
Bu sular normal koşullarda sulamaya uygun değildir.
Sodyum durumuna göre sınıflama:
Bu sınıflamada sulama suyunun sodyum adsorbsiyon oranı göz önüne alınmaktadır. Bu yönden sınıflama, değişebilir sodyumun toprağın fiziksel özellikleri üzerine olan etkisine dayanmaktadır. Bununla birlikte toprağın fiziksel özelliklerine zarar verebilecek konsantrasyondan daha az sodyumun bulunması halinde bile sodyuma hassas bitkiler dokularında sodyumun birikmesi sonucu zarar görebilirler.
1. Sınıf (SAR = 0-10): Düşük sodyumlu sular (S1)
Bu sular her toprak ve her bitki için uygun olup, sulamada sodyum zararı meydana gelmeden kullanılabilirler. Ancak sert çekirdekli meyve ağaçları ve avokado gibi sodyuma hassas bitkilerin sulanmasında daha dikkatli olunmalıdır.
2. Sınıf (SAR = 10-18): Orta sodyumlu sular (S2)
Bu sular hafif bünyeli ve permeabilitesi iyi olan organik topraklarda rahatlıkla kullanılabilir. Yüksek katyon değiştirme kapasitesine sahip ağır bünyeli topraklarda, özellikle düşük yıkama koşullarında ve toprakta jipsin bulunmaması halinde kullanılmaları sakıncalıdır.
3.Sınıf (SAR = 18-26): Yüksek sodyumlu sular (S3)
Bu sular genellikle permeabilitesi yüksek, toplam tuz konsantrasyonu düşük kumlu topraklarda kullanılır. Uygun drenaj, bol yıkama ve organik madde ilavesi gibi bazı özel toprak işleme programı uygulanmadıkça bu suların kullanılması sakıncalıdır. Jips içeren topraklarda kullanımları mümkün olabilir.
4.Sınıf (SAR >26): Çok yüksek sodyumlu sular (S4)
Bu sular genellikle sulamaya uygun değildir. Ancak toplam tuz konsantrasyonu düşük, eriyebilir kalsiyum miktarı yüksek topraklarda yıkamaya önem vererek jips ve benzeri kimyasal ıslah maddelerinin de beraberce, verilmesi koşulu ile kullanılmaları mümkün olabilir.
>
>
>
>
>
Sonraki adım, - temizleme - ultraviyole dezenfeksiyon sistemleri, klor dioksit ile arındırma sistemlerinin kullanılması ile veya modern sistemler ultrafiltrasyon Mikrop azaltıcı filtrasyon kullanılarak gerçekleşir.  Bu durumda, proses suyu istenilen kalite parametrelerini elde etmek için, pek çok durumda, mekanik temizleme sistemi içerebilir karmaşık su arıtma sistemleri için ihtiyaç vardır , Na-katyonize demir giderme, membran demineralizasyonu, ultraviyole ile dezenfeksiyon ultrafiltrasyon. Optimum işlem suyu arıtma sistemini kaynağı, su, kökeni, istenilen performansa kimyasal bileşimine bağlı olarak seçilir.
Secilecek arıtma cinsi
Bitkileri besleyici bir çözelti içinde birikimi veya yüksek konsantrasyonlarda bulunan bir alt-tabaka ile, kalsiyum ve magnezyum iyonları asılsız zaman potasyum alımını inhibe eder. Bikarbonat (HCO içeriği 3 ) yi hidroliz etmek, su ile nötr ya da alkalik reaksiyon, fazla 4 mg * eşdeğer / l HCO içermemelidir Su besleyici madde çözeltilerinin hidroponik yetiştirme için bir yöntemi belirler 3 . Bu nedenle, bikarbonat konsantrasyonu Ca ve Mg iyonları toplamından daha az olmalıdır. asidik topraklarda normal büyüme sağlayan tesisler için, yüksek alkali toprak reaksiyonu hastalığı kloroz doldurur. Su içinde Ca ve Mg iyonları içeriği yüksek (özellikle içeriği fosfatlar) yapışmasına neden sulama sistemleri ortaya çıkan ve gübre toplam tüketimi artmaktadır. çözünmeyen bir çökelti oluşmasına yol açar. Ürün için en uygun bir seviyeye kadar besin çözeltisi ile pH  düzeltilmesi yapılmaktadır. Artan toplam alkalinite değeri nitrik ve fosforik asitler artan bir tüketimine neden olur.   Suda aşırı sodyum tutarak kaliteli ürünler ve potasyum alımını azaltır. Klorür içeriği meyve yoğunluğu üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir, ancak aşırı konsantrasyon verimle bir azalmaya yol açmaktadır. Oksidasyon svogo yapışmasına neden sulama ekipmanında iki değerli demir sonuçlarının içeriği artar ve toprak, kırmızı renkge dönüşür. Toplam sertlik değeri yüksek  ise Sulama suyu (gübre, büyüme uyarıcılar) için katkı maddesi, patojenik organizmaların gelişimi için ideal bir üreme olan toprakta elde edilen ya da atıl substratlar mikroorganizmalar patojenleri birikir (siyah bacak, Yumru kök, beyaz küf, kök uru nematodu küllenmeyi ve diğ.) ve haşereleri, geliştirilmesi, su ile ilişkilidir. ciddi bir kayba sahip bitkiler, gerekli besleyici çözelti hacmi ve enfeksiyon yolacar.
Ham su analiz sonucuna ve kapasiteye göre uygun arıtma tasırımı yapılarak, fiyatlandırma , projelendirme ve kurulum yapılmaktadır.
Tarım ve seracılıkda su arıtma…
Tarımda  - seracılıkda sulama nehirler, göller, rezervuarlar, yer altı, geri dönüş (atık, yani drenaj şebekesi gelen su  Kökenine bakılmaksızın, kullanılan tüm suyun sulama ihtiyacını karşılamak mevcut teknik sulama için uygun olmayabilir. Bunun dogal sonucu olarak; - Topragın özelliklerini bozması. - Çiçek, sebze, fide,meyvecilikde verim düşüklügüne sebeb olması gibi sonuclanabilir.   Sulama suyu kalitesi, süspansiyon edilen partiküllerin büyüklüğü ve mineralizasyonu (suyun kimyasal içinde çözülmüş miktarı ve tuzların bileşimi patojenik kirlilik). mevcut teknik sulama için uygun olmayabilir.
Sulama suyu kalitesinin saptanmasında parametreler aşağıda verilmiştir.
Toplam tuz içeriği, çözülmüş tuzların, yani yoğunluğu Bikarbonatlar içeriğinin bir göstergesi olarak, toplam alkalinite, Sodyum, klorür, toplam demir, bor ve diğerleri. Magnezyum ve kalsiyum konsantrasyonu pH Askıda katı madde, Toplam bakteri sayısı ve patojenik organizmaların türleri.
Konu hakkında detaylı bilgi alın, maliyeti öğrenin ve ekipman seçimi için
 © All Rights Reserved  2002 - 2018 © cerenmed Arıtma ve Medikal Sistemleri  
İLETİŞİM BİLGİLERİ
KOLAY MENÜ
Denizciler cad. No ;118 Derince / KOCAELİ
Teknolojik süreçleri için suyun bazı göstergelerin Etkisi:
>
>
>
SULAMA SULARINDA BULUNAN İZ ELEMENT TOLERANS SINIRLARI
ELEMENT
Her türlü toprakta devamlı kullanım sınırı (mg/1)
Hafif topraklarda kısa süreli kullanım sınırı (mg/1)
Alüminyum
1,0
20,0
Arsenik
1,0
10,0
Berilyum
0,5
1,0
Bor
0,75
2,0
Kadmiyum
0,005
0,005
Krom
5,0
20,0
Kobalt
0,2
10,0
Bakır
0,2
5,0
Kurşun
5,0
20,0
Lityum
5,0
5,0
Mangan
2,0
20,0
Molibden
0,005
0,05
Nikel
0,5
2,0
Silenyum
0,05
0,05
Vanadyum
10,0
10,0
Çinko
5,0
10,0
Toksik etkisi olan bu iz elementler birkaç mg/1’den daha az konsantrasyonlarda, sularda ve toprak solüsyonlarında olan elementlerdir. Çoğunluğu ağır metal olan bu toksik iz elementlerin tümü uygulayıcılar tarafından ağır metal olarak sınıflandırılmıştır. Bunların bazıları bitkiler için çok küçük miktarlarda (Fe, Cu, Zn, Mn, Co, ve Mo) gerekli iken, bazıları gerekli değildir. Ancak hepsi bitkiler ve hayvanlar için yüksek konsantrasyonlar veya dozlarda toksik olabilirler. Bu elementlerin bazıları doğal olarak su ve toprakta bulunmaz. Fakat endüstriyel kirlenmenin sonucu olarak su kaynaklarına girebilmektedir.
Gerçek anlamda sulama suyunda bulunan iz elementlerin bir kalite kriteri olduğu henüz belirlenememiştir. Ancak kum ve su kültüründe yapılan çalışmalarla sulama sularında bulunan iz elementlerin tolerans sınırları belirlenebilmektedir. Ağır metallerin (iz elementler) belirgin özellikleri;
■ Ağır metaller, bazıları dışında, bitkiler için mutlak gerekli element olmadıklarından, bitkilerde eksiklik belirtileri göstermezler. Yani mutlak gerekli elementlerde olduğu gibi, toprak veya suda olmadıkları veya eksik bulunduğu durumlarda bitkiler bu elementlerin yokluğuna dair herhangi bir spesifik belirti göstermezler. Örneğin; bir ağır metal olduğu halde aynı zamanda mutlak gerekli bir element olan demir eksikliğinde, bitkilerin damarları bütün yaprak ayasında yeşil kalırken damar araları sararır.
■ Ağır metaller eksiklik belirtileri göstermediği gibi, toksiklik belirtileri de birden bire ortaya çıkmaz. Ancak belli bir birikimden sonra çıktığı anda da geç kalınmış olabilir. Yani iz elementlerin toksiklik sınırları belli bir birikime ulaştığında açığa çıkmaktadır. Ağır metaller açısından diğer bir tehlike de, bir canlıda toksik olmayan bir ağır metal düzeyinin, diğer bir canlı için son derece toksik olabilmesidir.
■ Ağır metallerin bir kısmı bitkilerde toksik olduğu konsantrasyonda, kendine ait toksiklik belirtileri yerine bir başka elementin belirtileri (muhtemelen eksikliği) şeklinde kendilerini gösterebilir. Örneğin; Cr, Cu, Co gibi elementlerin her birinin ayrı ayrı fazlalığı kendini bitkide Fe eksikliği şeklinde gösterebilir. Herhangi bir elementin eksiklik ve fazlalığından söz edebilmek için mutlak gerekli elementlerde olduğu gibi bir veya iki elementin araştırılması yerine bazen sonuca ulaşabilmek için birçok elementin araştırılmasına gerek duyulabilir.
■ Ağır metallerin, mutlak gerekli elementlerin eksiklik belirtilerinde olduğu gibi, bitkilerdeki toksik düzeyleri metalden metale ve bitkiden bitkiye değişmektedir.
■ Ağır metalleri doğada büyük bir sorun haline getiren evsel ve endüstriyel her türlü atık bir kalemde sayılamayacak derecede değişken, hareketli ve birbirleriyle iç içedir. Alıcı ortamlardaki (su, toprak ve hava) bileşimleri ise son derece karmaşık ve zordur.
■ Arsenik gibi bazı toksik elementlerin hızla laboratuvara getirilerek değişime uğramadan miktarının tayin edilmesi gerekmektedir.
■ Ağır metallerin kendileri veya bileşikleri son derece zehirli olduklarından ve civa gibi bazılarının oda sıcaklığında dahi uçucu olmalarından dolayı denemelerde (tarlada ve serada) veya laboratuvarda ağır metallerle çalışırken uçucu bileşiklerine ve bulaşmalarına karşı gereken önlemlerin alınması gerekmektedir.
■ Ağır metallerin miktar olarak saptanabilmesi için atomik absorbsiyon spektrofotometresi gibi oldukça pahalı aletlere ve bazı ağır metallerin analizleri için de bir o kadar pahalı ilave aksesuarlara ihtiyaç vardır. Ağır metallerin değerlendirilmesinde bitki analizleri ve bitkide metaller ya da besin maddeleriyle ilgili bazı kavramların mutlak bilinmesinde yarar vardır. Bu kavramlar bitki dokularının mineral madde kapsamı ile ilgilidir. Sulama sularının kullanımında önemli bir ölçüt olan bor miktarları ile bitkilerin bor mineraline karşı dayanıklılıklarına göre sulama sularının sınıflandırılması aşağıdaki tablolarda verilmiştir.
Bitkilerin Bor Mineraline Karşı Dayanıklılıklarına Göre Sulama Sularının Sınıflandırılması
Sulama suyundaki bor konsantrasyonu 
sınıfı
Duyarlı bitkiler(*)
Orta derecede dayanıklı bitkiler (**)
Dayanıklı bitkiler (***)
1
0,33’ten az
 0,67’den az
 1,0’den az
2
0,33
0,67 0,67
1,33 1,00
3
0,67
1,00 1,33
2,00 2,00
4
1,00
1,25 2,00
2,50 3,00
5
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
1,25’ten fazla 2,50’den fazla 3,75’den fazla
* Örnek: Ceviz, Limon, İncir, Elma, Üzüm ve Fasulye
** Örnek: Arpa, Buğday, Mısır, Yulaf, Zeytin ve Pamuk
*** Örnek: Şeker Pancarı, Yonca, Bakla, Soğan, Marul ve Havuç
Kalsiyum Ve Magnezyumla İlgili Bikarbonat Konsantrasyonu
Sulama suları yüksek konsantrasyonda bikarbonat içeriyorsa, toprak çözeltisinin daha konsantre hale gelmesi durumunda, kalsiyum ve magnezyum karbonat olarak çökelmeye başlar. Bu durumda toprak eriyiğinde kalsiyum ile magnezyum azalır ve dolayısıyla sodyum oranı artar, bunun sonucu olarak sodyum iyonları dominant hale gelerek sodyum zararına neden olur.
Bikarbonat iyonuna bitkilerin dayanıklılığı türlere göre değişiklik göstermektedir. Bazen düşük ozmotik konsantrasyonlarda dahi önemli zararlara neden olacak toksik etkiler görülebilir.
Kalıcı Sodyum Karbonat İçeriğine Göre Sulama Sularının Sınıflandırılması
Suyun Sınıfı
Kalıcı Sodyum Karbonat (RSC) me/L
1. sınıf (kabul edilebilir)
1,25 ‘den az
2. sınıf (marjinal)
2,50
3. sınıf (uygun değil)
2,50 ‘den fazla
Elektriksel iletkenlik değerine göre sınıflama
Bu sistemde sudaki tuz konsantrasyonu ile iletkenlik arasındaki yakın ilişki göz önünde bulundurularak, elektriksel iletkenlik değerlerine göre sular başlıca dört sınıfa ayrılmıştır.
1.Sınıf: Az tuzlu sular
 (Cı – elektriksel iletkenlik değeri 0-250 microsiemens/cm)
Bu sular her toprak ve her bitki için uygun olup, tuzluluk sorunu yaratmadan sulamada kullanılabilirler. Permeabilitesi çok düşük topraklar dışında normal sulama koşullarında yıkama kendiliğinden oluşacağından sorun yaratmazlar.
2. Sınıf: Orta tuzlu sular
(C2 – elektriksel iletkenlik değeri 250-750 microsiemens/cm)
Bu sular tuza orta derecede dayanıklı bitkiler için rahatlıkla kullanılır. Tuza hassas bitkilerde yıkamaya önem verilmelidir.
3.Sınıf: Yüksek tuzlu sular
 (C3 – elektriksel iletkenlik değeri 750-2.250 microsiemens/cm)
Bu suların devamlı kullanılması halinde tuzluluk sorunu olmaması için düzenli yıkama ve özel toprak işleme programının uygulanması gerekir. Drenajı iyi olmayan topraklarda kullanılmamalıdır. Ancak tuza dayanıklı bitkilerin sulanmasında kullanılabilirler.
4.Sınıf: Çok yüksek tuzlu sular
 (C4 – elektriksel iletkenlik değeri 2.250 microsiemens/cm’ den fazla)
Bu sular normal koşullarda sulamaya uygun değildir.
Sodyum durumuna göre sınıflama:
Bu sınıflamada sulama suyunun sodyum adsorbsiyon oranı göz önüne alınmaktadır. Bu yönden sınıflama, değişebilir sodyumun toprağın fiziksel özellikleri üzerine olan etkisine dayanmaktadır. Bununla birlikte toprağın fiziksel özelliklerine zarar verebilecek konsantrasyondan daha az sodyumun bulunması halinde bile sodyuma hassas bitkiler dokularında sodyumun birikmesi sonucu zarar görebilirler.
1. Sınıf (SAR = 0-10): Düşük sodyumlu sular (S1)
Bu sular her toprak ve her bitki için uygun olup, sulamada sodyum zararı meydana gelmeden kullanılabilirler. Ancak sert çekirdekli meyve ağaçları ve avokado gibi sodyuma hassas bitkilerin sulanmasında daha dikkatli olunmalıdır.
2. Sınıf (SAR = 10-18): Orta sodyumlu sular (S2)
Bu sular hafif bünyeli ve permeabilitesi iyi olan organik topraklarda rahatlıkla kullanılabilir. Yüksek katyon değiştirme kapasitesine sahip ağır bünyeli topraklarda, özellikle düşük yıkama koşullarında ve toprakta jipsin bulunmaması halinde kullanılmaları sakıncalıdır.
3.Sınıf (SAR = 18-26): Yüksek sodyumlu sular (S3)
Bu sular genellikle permeabilitesi yüksek, toplam tuz konsantrasyonu düşük kumlu topraklarda kullanılır. Uygun drenaj, bol yıkama ve organik madde ilavesi gibi bazı özel toprak işleme programı uygulanmadıkça bu suların kullanılması sakıncalıdır. Jips içeren topraklarda kullanımları mümkün olabilir.
4.Sınıf (SAR >26): Çok yüksek sodyumlu sular (S4)
Bu sular genellikle sulamaya uygun değildir. Ancak toplam tuz konsantrasyonu düşük, eriyebilir kalsiyum miktarı yüksek topraklarda yıkamaya önem vererek jips ve benzeri kimyasal ıslah maddelerinin de beraberce, verilmesi koşulu ile kullanılmaları mümkün olabilir.
>
>
>
>
>
Sonraki adım, - temizleme - ultraviyole dezenfeksiyon sistemleri, klor dioksit ile arındırma sistemlerinin kullanılması ile veya modern sistemler ultrafiltrasyon Mikrop azaltıcı filtrasyon kullanılarak gerçekleşir.  Bu durumda, proses suyu istenilen kalite parametrelerini elde etmek için, pek çok durumda, mekanik temizleme sistemi içerebilir karmaşık su arıtma sistemleri için ihtiyaç vardır , Na-katyonize demir giderme, membran demineralizasyonu, ultraviyole ile dezenfeksiyon ultrafiltrasyon. Optimum işlem suyu arıtma sistemini kaynağı, su, kökeni, istenilen performansa kimyasal bileşimine bağlı olarak seçilir.
Secilecek arıtma cinsi
Bitkileri besleyici bir çözelti içinde birikimi veya yüksek konsantrasyonlarda bulunan bir alt-tabaka ile, kalsiyum ve magnezyum iyonları asılsız zaman potasyum alımını inhibe eder. Bikarbonat (HCO içeriği 3 ) yi hidroliz etmek, su ile nötr ya da alkalik reaksiyon, fazla 4 mg * eşdeğer / l HCO içermemelidir Su besleyici madde çözeltilerinin hidroponik yetiştirme için bir yöntemi belirler 3 . Bu nedenle, bikarbonat konsantrasyonu Ca ve Mg iyonları toplamından daha az olmalıdır. asidik topraklarda normal büyüme sağlayan tesisler için, yüksek alkali toprak reaksiyonu hastalığı kloroz doldurur. Su içinde Ca ve Mg iyonları içeriği yüksek (özellikle içeriği fosfatlar) yapışmasına neden sulama sistemleri ortaya çıkan ve gübre toplam tüketimi artmaktadır. çözünmeyen bir çökelti oluşmasına yol açar. Ürün için en uygun bir seviyeye kadar besin çözeltisi ile pH  düzeltilmesi yapılmaktadır. Artan toplam alkalinite değeri nitrik ve fosforik asitler artan bir tüketimine neden olur.   Suda aşırı sodyum tutarak kaliteli ürünler ve potasyum alımını azaltır. Klorür içeriği meyve yoğunluğu üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir, ancak aşırı konsantrasyon verimle bir azalmaya yol açmaktadır. Oksidasyon svogo yapışmasına neden sulama ekipmanında iki değerli demir sonuçlarının içeriği artar ve toprak, kırmızı renkge dönüşür. Toplam sertlik değeri yüksek  ise Sulama suyu (gübre, büyüme uyarıcılar) için katkı maddesi, patojenik organizmaların gelişimi için ideal bir üreme olan toprakta elde edilen ya da atıl substratlar mikroorganizmalar patojenleri birikir (siyah bacak, Yumru kök, beyaz küf, kök uru nematodu küllenmeyi ve diğ.) ve haşereleri, geliştirilmesi, su ile ilişkilidir. ciddi bir kayba sahip bitkiler, gerekli besleyici çözelti hacmi ve enfeksiyon yolacar.
Ham su analiz sonucuna ve kapasiteye göre uygun arıtma tasırımı yapılarak, fiyatlandırma , projelendirme ve kurulum yapılmaktadır.
Tarım ve seracılıkda su arıtma…
Tarımda  - seracılıkda sulama nehirler, göller, rezervuarlar, yer altı, geri dönüş (atık, yani drenaj şebekesi gelen su  Kökenine bakılmaksızın, kullanılan tüm suyun sulama ihtiyacını karşılamak mevcut teknik sulama için uygun olmayabilir. Bunun dogal sonucu olarak; - Topragın özelliklerini bozması. - Çiçek, sebze, fide,meyvecilikde verim düşüklügüne sebeb olması gibi sonuclanabilir.   Sulama suyu kalitesi, süspansiyon edilen partiküllerin büyüklüğü ve mineralizasyonu (suyun kimyasal içinde çözülmüş miktarı ve tuzların bileşimi patojenik kirlilik). mevcut teknik sulama için uygun olmayabilir.
Sulama suyu kalitesinin saptanmasında parametreler aşağıda verilmiştir.
Toplam tuz içeriği, çözülmüş tuzların, yani yoğunluğu Bikarbonatlar içeriğinin bir göstergesi olarak, toplam alkalinite, Sodyum, klorür, toplam demir, bor ve diğerleri. Magnezyum ve kalsiyum konsantrasyonu pH Askıda katı madde, Toplam bakteri sayısı ve patojenik organizmaların türleri.
Konu hakkında detaylı bilgi alın, maliyeti öğrenin ve ekipman seçimi için
trigger for sliding top menu
cerenmed
water  treatment
destek@cerenmed.com
0262 239 29 65
 © All Rights Reserved  2002 - 2018 © cerenmed Arıtma ve Medikal Sistemleri  
İLETİŞİM BİLGİLERİ
KOLAY MENÜ
Denizciler cad. No ;118 Derince / KOCAELİ
water  treatment
cerenmed